Merzifon Gençlik Muhalefeti
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Merzifon Gençlik Muhalefeti

DEMOKRATİK LİSE MÜCADELESİNDE GENÇ DÜŞ'TEN LİSELİ GENÇLİK MUHALEFETİ'NE
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 milliyetçilik,kapitalizm ve emperyalizm

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Destan

Destan


Mesaj Sayısı : 175
Kayıt tarihi : 11/04/08
Yaş : 33

milliyetçilik,kapitalizm ve emperyalizm Empty
MesajKonu: milliyetçilik,kapitalizm ve emperyalizm   milliyetçilik,kapitalizm ve emperyalizm Icon_minitime7th Şubat 2009, 21:07

Milliyetçilik kimileri için bir canavar, kimileri için bir ideal, kimileri için bir düşünce sistemi, kimileri içinse bir kurtuluş yoludur. Benim için ise milliyetçilik insani bir duygudur. Kendini bir topluluğa ait hissetme duygusudur. Fakat var olduğu bilinen varlıkların hepsinden daha üstün bir gücü bulunan yani aklı olan insanoğlunun aklını kullanarak bastırması, nötrleştirmesi veya sıyrılması gereken bir duygudur.
Milliyetçilik akımı dünya üzerinde ilk defa 1789 Fransız İhtilaliyle görülür ve dünyaya yayılır. Dünyanın o günkü koşullarına bakarsak feodalitenin ortadan kalkmaya ve yeni bir olgunun daha dünyaya geldiğini görürüz ki bu olgu kapitalizmdir. Yani kapitalizm ve milliyetçiliğin doğuşu eş zamanlı gerçekleşir. Bu yüzden onlara ayrı özellikler taşıdıklarını da göze alarak “çift yumurta ikizleri” benzetmesini yaparsak pekte yanılmış olmayız herhalde.
Tarih dersi kitaplarımızda “Fransız ihtilalinin sonuçları” bölümüne baktığımızda çok önemli iki madde görürüz ki bunlar şu maddelerdir:
1.Milliyetçilik akımı dünyaya yayılmaya başladı.
2.Avrupa’da burjuva sınıfı oluştu.
Bu iki sonuçtan ikincisi kapitalizmin oluştuğunun doğrudan kanıtıdır. Çünkü burjuva sınıfı kapitalizm döneminde oluşan bir sınıftır. Bundan sonra milliyetçilik ve kapitalizm tipik birer ikiz gibi davranarak aynı şeyleri yapmaya ve aynı yerlere girip çıkmaya başlarlar. Milliyetçilik girdiği ülkeye kapitalizmi; kapitalizm girdiği ülkeye milliyetçiliği getirir.
Aradan biraz zaman geçer ve ikizler büyür, güçlenir ve dünyayı etkileri altına almaya başlar. Bu sırada milliyetçilik Osmanlı Devletine sızmış ve oldukça güçlenmiştir. Kapitalizmi de yanına çekmek ister fakat bu okadar da kolay değildir. Çünkü Osmanlı Devletinde feodalite oldukça güçlüdür. Kapitalizm bu arada kendine bir sevgili bulur. Emperyalizm! Sevgilisini kardeşiyle tanıştırır. Fakat emperyalizmle milliyetçilik bir türlü uyuşamazlar. Çünkü emperyalizmde başka bir milletin boyunduruğu altına girmek, milliyetçilikte ise yabancı milletlere karşı bir hastalık tabiri caizse bir “gâvur alerjisi” vardır. Fakat emperyalizm çok güçlüdür ve dünyanın büyük devletlerini hegemonyası altına alır. Kalanları da almak ister. Almak istediği devletlerden biri de Osmanlı Devleti’dir. Böylece emperyalizm 1. Emperyalist Paylaşım Savaşının yapılmasına neden olur. Bu savaş sonrası kazanan emperyalist devletler Osmanlı Devletini sömürmeye çalışırken karşılarına tekrar kapitalizmin kardeşi milliyetçilik çıkar ve M. Kemal önderliğinde Milli Kurtuluş Savaşı yapılır. Milliyetçilik emperyalizme geçit vermez. Milliyetçilikle kurulan bu yeni devlette kapitalizm de boy gösterecektir. Yani gelenek gerçekleşmiş ve milliyetçilik kardeşi kapitalizmi kendi yanına yine çekmiştir.
Bundan sonra emperyalizm bir şeyin farkına varır ve milliyetçiliği kendi yanına çekmesi gerektiğini anlar. Bunu gerçekleştirmek için kapitalizme bir teklifte bulunur. Kardeşi milliyetçiliğe ayrılmış gibi görünüp aşklarını gizlice yaşayacaklardır. Yani emperyalizmin fiili işgali sona ermiş olacak ve gizlice bir kültürel işgal yani “kültür emperyalizmi” oluşturacaklardır. Nitekim de öyle oldu. Emperyalist devletler dünyanın her yanına kendi kültürlerini empoze ettiler. Bize de öyle. Onlar gibi beslendik, onlar gibi düşündük, onlar gibi yedik, içtik, uyuduk, gezdik, tozduk, onlara özendik. Ne yaparsak onlar gibi yaptık.
Peki, bu sırada milliyetçilik ne yapıyordu? Hiçbir şey! Çünkü bütün bunları ülkeye getiren gene bizden insanlardı ve bunu bazen milliyetçilik adı altında bile yapıyorlardı. Milliyetçiliğin kalesi faşist ordu bile emperyalist güçler tarafından beslenir oldu. Böylece milliyetçiliğin “gâvur alerjisi” ortadan kalktı ve milliyetçilik kapitalizmle birlikte emperyalizmin taşıyıcısı haline geldi.
Günümüzde milliyetçilik yuvalarında “Her tür emperyalizme…” diye yemin edenler bilsinler ki bu yeminin edilmesini emperyalizmin kendisi istiyor. Çünkü işini gizli yürütüyor ve en büyük maşasının da milliyetçilik olduğunu bilmesini istemiyor.

Eray YEĞEN Lüleburgaz-Kırklareli
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
milliyetçilik,kapitalizm ve emperyalizm
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Merzifon Gençlik Muhalefeti :: Yazılar-Bildiriler-Makaleler-
Buraya geçin: