Merzifon Gençlik Muhalefeti 25 Kasım Bildirisi

KADINA ŞİDDETE SON!!!

NEDEN 25 KASIM?
25 Kasım 1981 yılında Dominik Cumhuriyeti’nde Trujilla diktatörlüğü sırasında Devrimci Mirabell kız kardeşler yasadışı eylemliliklerde bulundukları gerekçesiyle tutuklanmış ve gözaltındayken polisler tarafından işkence ve tecavüze uğrayarak öldürülmüşlerdir. Bu yüzden 25 Kasım ‘’KADINA ŞİDDETE SON’’ günü olarak kabul edilmiştir.
Bu sadece kadına yönelik şiddet olaylarından biridir ve maalesef geçmişte kalmamıştır. Barış gelini olarak çıktığı yolda Gebze’de tecavüz edilerek vahşi bir şekilde katledilen Pippa Bacca ve Hüseyin Üzmez’ in 14 yaşındaki bir kız çocuğuna cinsel tacizde bulunması bugün ülkemizde yaşanan şiddet olaylarından sadece birkaçıdır… Bu tür olaylarla gündeme gelen kadına şiddet olgusu hayatın her alanında ivme kazanarak sürmektedir.
Günümüz toplumunda kadın sadece cinsiyetinden dolayı cinsel meta olarak görülmekte ve hayatın tüm alanlarında sadece fiziksel değil cinsel ve psikolojik anlamda da şiddete maruz kalmaktadır. Erkek egemen bakış açısı geliştiren toplumda kadınların emekleri yok sayılmakta ve küçük görülmektedir. Çocuk doğurmak, ev temizliği ve yemek yapmak gibi işlerin kadına toplumsal görev olarak biçilmesi ve kadın emeğinin yok sayılması hayatımızın her an ve her yerinde karşılaştığımız en önemli sorunlardan biridir. Oysa çalışan kadın hem işyerinde hem evinde toplumun biçtiği görevleri yerine getirmek için daha fazla yorulmakta ve daha fazla emek sömürüsüne maruz kalmaktadır. Bu durumun başlıca örneği NOVAMED, DESA ve buna benzer birçok yerde çalışan kadınların, düşük ücretli ve sosyal güvencesiz çalıştırılması ve özel hayatlarına dahi karışılmasıdır. Bu duruma sessiz kalmayan kadın işçilerin kararlı direnişi ise tüm kadınlar için bir umut ışığı olmuştur.
Küreselleşen dünyada kadınların her ne kadar eşitlik anlamında bir adım daha attıkları düşünülse de, çalışma hayatında artık daha fazla kadın görülse de bu sadece sermayenin daha fazla insan emeği sömürmesinin önünü açmaktadır. Tüm bunlar yaşanmaktayken tesettür de kadına özgürlük adı altında yapay bir gündem oluşturularak sunulmakta ve türbanla kadının toplumda uğradığı baskı örtbas edilmektedir…
Bizler bugün zengin yoksul ayrımının olmadığı, emeğin sömürülmediği, etnik kimlik çatışmalarının yaşanmadığı, töre cinayetlerinin ve cinsiyet ayrımının olmadığı bir dünya talebiyle sesimize ses katarak çıkıyoruz alanlara ve diyoruz ki ‘’KADINA ŞİDDETE SON!’’ evet ‘’BAŞKA BİR DÜNYA MÜMKÜN’’